MANİSA ALPERENLERİ, GÖNÜL SULTANLARI

O tarihlerde Bizanslıların saldırılarına karşı Anadolu’da Müslümanların ayakta kalmasına vesile olan bizim atalarımızdı. Onlar ki; 1071 Malazgirt savaşı ile Anadolu’nun dört bir yanına yayılmışlar, devamında düşmanı Anadolu topraklarından sürüp atmışlardı…

ANADOLU’MUZUN TÜRKLEŞMESİNE VE İSLAMLAŞMASINA ÖNCÜLÜK EDEN ALPERENLER…

İşte bu alperenler ve manevi şahsiyetler; ülkemizin her köşesinde olduğu gibi öz yurtlarını ana, baba, eş-dost ve sevdiklerini bırakarak hak ve hakikat adına seferlere çıkmışlar, düşmanla savaşmışlar ve büyük bir amaç uğruna bu toprakları anavatan edinmişler… Manisa’ya bu amaçla gelen nice manevi şahsiyet Demirci, Akhisar, Sarnıç, Görenez, Osmancalı, Recepli, Kırkağaç, Kula’da kısacası şuan ismini sayamadığımız ilimizin dört bir köşesinde yatmakta…

Manisa’mız geçmişten günümüze bizi aydınlatan o kadar çok manevi dinamik ve gönül sultanları ile dolu ki…Merkezde; Saruhan Bey, Saruhan beyin torunu İshak Çelebi, Revak Sultan, kardeşi Attar Hoca, Haki Baba, Aynı Ali, Yiğitbaşı Veli, Muhammed Zühdü ve niceleri… Demirci’de; Türkmen Dede Süleyman Şafi, Mustafa Sadi, Mücahit Sinan Efendiler, Kamçılı Sultan, Seyyit Hasan, Hüseyin ve Muğire Reisler ve Hacı Ali baba… Akhisar’da Ahsen dede, Süleyman, Ali ve Seyyit Ahmet efendiler… Kırkağaç’ta Abid Dede, Sarı hoca… Kula’da Tapduk ve Yunus Emre…

Evet efendim, bugünkü yazımı yazmamdaki amacım hepinizin ismen haberdar olduğunuzu tahmin ettiğim ilimizin dört bir köşesindeki bu tarihi geçmişimizi, gönül sultanlarını öncelikle sizlere hatırlatmak... Asıl neden ise; bu manevi dinamiklerimizin bulundukları yerlerde bilgilendirme eksikliğini yetkililerimizin gidermesi.

Yazımın başında da belirttiğim gibi düşmanla göğüs göğse çarpışarak Anadolu’muzun Türkleşmesine veİslamlaşmasına vesile olan, her gittikleri yerlerde doğruluk, ilim-irfan, sevgi-saygı yayan bu muhteşem insanları, devlet arşivlerimizdeki ve geçmişten bu güne gelen gerçek bilgilerle doğru bir şekilde tanıtımını sağlamak bizim için en basit ifadeyle bir vefa borcudur sanırım.

İstanbul gezimizde bunun örneklerini görmüştüm. Tarihi eserleri ve içinde yatan muhteremleri tanıtım levhalarının yanı sıra bol miktarda el broşürleri ile tanıtmışlar. Buna benzer çalışma Manisa’mızda neden olmasın ki… Bunun sanırım maddi külfeti büyük olmasa gerek. Canları pahasına düşmanla çarpışan, yolumuzu aydınlatmak adına halka ilim ve irfan öğreten bu muhteşemlere yönelik böylesine güzel bir hizmetin bütçesi de sorgulanmaz herhalde…

Kültür ve Turizm Müdürlüğümüz veya Vakıflar Müdürlüğümüz yetkililerinin el broşürü ve tanıtım levhaları ile bu eserlerin tarihi, sanatsal, teknik bilgilerinin yanı sıra içindeki gönül sultanlarını da tanıtmaya vesile olması dileğiyle…