![]()
Hasan Hikmet
ANADOLU’NUN FETHİNDE ALİMLERİN ROLÜ
03/08/2010 ANADOLU’NUN FETHİNDE İSLÂM ÂLİM VE MUTASAVVIFLARININ ROLLERİ Hasan Hikmet BİLGİN
Bilindiği gibi Türkler, Türkler islamiyetin yayılması konusunda büyük hizmetler yapmışlardır. Anadolu’ da Müslümanları sık sık saldırılarıyla rahatsız eden Bizanslılara karşı durmuşlar, onları Anadolu’ dan söküp atmışlardır. Malazgirt savaşından önce birçok Türk beyinin, Anadolu içlerine kadar akınlar yaptıkları, 1071 Malazgirt savaşından sonra ise bir sel gibi, Anadolulun her köşesine yayıldıkları tarihlerin genel kabulüdür. İlhanlıların sıkıştırması ile Anadolu’ ya göç etmek durumunda kalan meveraünnehr, harezm, Horasan, Azerbaycan ve errah kökenli olarak gördüğümüz Türk unsurlarının arasında bulunan alperenler, gazi yanı Rum, abdal anı Rum, ahi yanı Rum, baci yanı Rum diye denilen grupların içinde yer alan maneviyat büyüklerinin Anadolu’ nun fethinde olduğu kadar, Türkmenler arasındaki özel konum ve nüfusları sebebiyle Anadolu beylerinin ilgi ve iltifatlarına mazhar olmuşlardır. Horasan illeri denilen o dönemde birer ilim merkezi durumunda olan Semerkant, Buhara, Taşkent gibi şehirlerde yetişen Yusuf Hemedani, Ahmet Yesevi, Muhammet Buhari gibi âlim ve mutasavvıfların talebeleri olan adı geçen bu zatlar, Anadolu da yerleşim yerlerine, boş arazilere ZAVİYE denilen merkezler açarak gelen giden yolculara karşılıksız olarak yemek, içmek ve yatmak gibi ihtiyaçlarını giderirlerdi. Üzerinde bulundukları araziyi tarıma ve yerleşime uygun hale getirirlerdi. Ahilik denilen esnaf teşkilatı, fütüvvet adı verilen gençlerin eğitimleri ile ilgili teşkilatı, Alperen denilen askerlik teşkilatı, baci yanı Rum denilen kadınlar yardımlaşma teşkilatı gibi teşkilatların kurulmasına öncülük ederlerdi. Bu teşkilatlar vasıtasıyla İslam Rum ayrımı yapmaksızın fakir halkın elinden tutarlardı. Bu iyilik ve yardımseverlik karşısında Rum halkı hızla İslamlaşırdı. Bu zatlar savaşlara katılırlar, düşman içine sızarlar fethe zemin hazırlarlardı. Gençlerin kültürlü, sanat sahibi, askerliğe hazır, millet ve vatanını seven topluma faydalı birer fert olarak yetişmelerine özen gösterirlerdi. Kısaca adı geçen zatlar, Anadolu’ nun fethinde, Türkleşme ve İslamlaşmasında büyük rol almışlardır. Bu zaviyelerde sevgiyi, saygıyı, güzel ahlaklı olmayı öğretmişlerdir. Mevlâna, yunus Emre, Hacı Bektaş-ı Velî, Şeyh Edebali gibi âlim ve mutasavvıfları yetiştirmişler, Ebussuud efendi, İbni kemal, Akşemseddin gibi âlimlerin yetişmesine öncülük etmişlerdir. Saruhan beyleri de zaviyelerin halk eğitimi ve kültürü üzerindeki yerini takdir ettikleri için, zaviyelerin yaşaması için özel vakıflar kurmuşlardır. XIII üncü yüzyılın ikinci yarısında Türkmen denilen Müslüman oğuz aşiretlerinin kitleler halinde Anadolu’ ya göç etmeleri oldu. Mesela Denizli yöresine 200.000 çadırlık, Kütahya Afyonkarahisar arasına 30.000 çadırlık, Kastamonu çevresine de 100.000 çadırlık aşiret gelmişti. Denizli yöresinden artan aşiretler Saruhan bölgesine geldi. Saruhan Bey arazinin genişliğine göre, yirmi, otuz ve kırk çadırlık gruplar halinde aşiretleri yerleştirdi. Her çadır grubunun başına adı geçen zatlardan birini tayin etti. Ona halkın dini ihtiyaçlarını karşılamak ve gelen giden misafirlere bakmak görevini verdi. Aşiretler dağınık olarak konuşlandıkları için, bu zatların kabirleride dağınık olarak bulunmaktadır. Anadolumuzun hemen hemen her köşesinde, her tepesinde bu zatlara ait türbe ve mezarlar bulunmaktadır. Bu güzel vatanımızı bizlere bırakan kahraman kumandan ve şehitlerimizi velilerimizi unutmayalım. Birer Fatiha gönderelim. Unutmayalım kabirlerden bir şey istenmez. Yalnız Allah’tan istenir. O zatları birer vesile biliriz. UNUTMAYALIM GEÇMİŞİNİ BİLEMEYEN; GELECEĞİNİ KORUYAMAZ. KAYNAKLAR; Manisa valiliği tarafından C.B.Ü.’ ne hazırlattırılan Saruhanoğulları tarihi ve Fuat Köprülü’ nün ilk mutasavvıflar kitabı. |
Yorumlar |
Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yapmak için tıklayın |
Yazarın diğer yazıları |
TÜRBE-KABİR- ZİYARETİ - 20/11/2010 |
“İşlerinizin yapılmasında zorlandığınız vakit, kabir ehlinden yardım isteyiniz.” Kaynak: Acluni - Keşfül Hafa adlı eseri (sayfa-213) |
Türbe Ziyareti - 20/11/2010 |
“İşlerinizin yapılmasında zorlandığınız vakit, kabir ehlinden yardım isteyiniz.” Kaynak: Acluni - Keşfül Hafa adlı eseri (sayfa 213) |
RAVZATUN-NEBİY (sav) - 16/10/2010 |
Hazır olun mü'minler vakit geçiyor, Resulullah ravzada sizi bekliyor.. |
RAVZATUN-NEBİY (sav) - 16/10/2010 |
Hazır olun mü'minler vakit geçiyor, Resulullah ravzada sizi bekliyor.. |
İSLAMDA VAKIF - 14/08/2010 |
Vakıf mülkün kendisini ve gelirini Allah c.c rızası için halkın hizmetine tahsis edilmesidir. |
VAKIF - 14/08/2010 |
Vakıf mülkün kendisini ve gelirini Allah c.c rızası için halkın hizmetine tahsis edilmesidir. |
ANADOLU’NUN FETHİNDE ALİMLERİN ROLÜ - 03/08/2010 |
Bilindiği gibi Türkler, 750 M. tarihinden itibaren (kılıç zoruyla değil) mizaçları uygun geldiği için islâmiyeti kitleler halinde kabul etmişlerdir. |