Büyük İslâm İlmihali - Ömer Nasuhi Bilmen
Oruç tutacak kimsenin sahur yemeği yemesi müstahabdır. Bunun vakti, gecenin sonudur. Alimlerden Ebu'l-Leys'e göre, gecenin son altıda biridir. Sahur yemeği, insana oruç için kuvvet verir. Sahurun geciktirilmesi müstahab ise de, ikinci fecrin doğup doğmadığından şübhe edilecek bir zamana kadar geciktirilmesi mekruhtur.
Sahur, seher vaktinde yenecek yemektir. Bu yemeği yemeğe "Sahur Yemek" denir. Seher de, ikinci fecirden biraz öncesine kadar olan vakittir.
İftarı acele yapmak, yani akşam namazından önce oruç açmak müstahabdır. Böylece oruç hali, namazda kalbin huzuruna engel olmaz. Fakat hava bulutlu olunca, iftar için acele edilmez, ezan okunmuş olsa bile... Minare gibi çok yüksekte bulunan kimse, güneşin batışını görmedikçe iftar edemez. Aşağıda bulunanların güneşin batması ile iftar etmeleri ona tesir etmez.
İmam-ı Rabbani hazretleri de buyuruyor ki:
Mübarek Ramazan ayı, çok şereflidir. Bu ayda yapılan, nafile namaz, zikir, sadaka ve bütün nafile ibadetlere verilen sevap, başka aylarda yapılan farzlar gibidir. Bu ayda yapılan bir farz, başka aylarda yapılan yetmiş farz gibidir. Bu ayda bir oruçluya iftar verenin günahları affolur. Cehennemden azat olur. O oruçlunun sevabı kadar, ayrıca buna da sevap verilir. O oruçlunun sevabı hiç azalmaz.
Kendisine samimiyetle yönelen gönülleri, yürekten yapılan yalvarış ve yakarışları geri çevirmeyeceğini haber veren Yüce Rabbimiz Kur'anı Kerimde "... Ey nefislerine karşı haddi aşmış kullarım, Allahın rahmetinden ümid kesmeyiniz. Çünkü Allah,(şirk ve küfürden başka) bütün günahları affeder..."(1) "Rabbinizie yalvara yakara , gizlice dua edin."(2) Dua edenin duasını kabul ederim." (3) buyurarak , biz kullarını huzura çağırmaktadır. Dinimizde, duaların kabul edildiği,Allah'ın affının, lutfunun bol bol ihsan edildiği, pek bereketli ve feyizli geceler vardır. Bu bereketli ve feyizli gecelerden biride Şaban ayının 15 . gecesi olan "Berat" gecesidir.
Ey İnsan! Aşağıdaki dört nasihat ile amel edersen, hem fânide fâni hayatını hem bâki hayatını kurtarmış olursun. Her günahtan kendini hıfzu himâye et, Nefse verme emân. Allah evi olan kalbe, Girmesin sevdiğin dünyan. Her işe vekil et Rabbini, Olursun rahat ve emân. Şu fâni âlem bir saattir, O saati ibadetle eyle temâm (A.M.İ. -1976) Ey İnsan! Daima faydalı ol âlem-i beşere İhlâsın varsa ektiğin her tohum yeşere Senden faydalanan ister alem-i insan olsun ister alem-i haşere Mahlûkâtına Rabbim (c.c.) öyle yapmaz mı? İnsanoğlu bundan örnek kapmaz mı? İbret alanlara bu mânâlı sözler yetmez mi? Her neyi görürsen mânevî gözünle bak, Her zâhirî görünende saklıdır esrâr-ı hâk Dilin inkâr etse de vücûdun der Hâkkım Hâk (A.M.İ. -1997)